top of page
basın.jpg

Biz, evimize çok yakın olduğundan çoğu pazarları kahvaltı etmek için Beylerbeyi İskele Meydanı’na gideriz.


Küçüklüğümden beri alışık olduğum dar sokaktan denize doğru inerken bir gün sokağın havasında bir değişiklik fark ettim. O anda hissettiğim kesinlikle Joie de Vivre’di. Bu adeta telepatik bir coşkuydu.

Bir baktım ki; solda önünden hep geçtiğim, aşinalığım olan iki katlı Rum evi restore edilmiş ve ‘İnciraltı Meyhanesi’ adında sanki 100 küsur yıldır orada bırakılmış gibi duran olağanüstü otantik görünümlü bir ‘İstanbul meyhanesi’ne dönüşmüş.

O gün oranın müdavimi olmaya karar vermiştim. O zaman henüz bir lokma bile tatmamıştım ama olsun, ben o hava için de orada bulunabilirdim. Şimdi mezeleri tattıktan sonra artık coşkum daha da arttı. Kesinlikle müdavimi oldum İnciraltı’nın.

İçeriye adım atar atmaz bir şıklığı hissediyorsunuz. Her alanında bir özen var. Masa örtüleri tertemiz. Temiz, kendisine ve etrafına saygılı insanlar, sohbeti etkilemeyecek düzeyde çalan Klasik Türk Musikisi ve çocukluğumuzdan anıları çağrıştıran popüler şarkılar ve de mezeler…

Ah o mezeler…

Lokantaya özgü lüksü değil, şıklığı anlatmak için masaya otururken hazır bekleyen rakı bardaklarını anlatmalıyım. ‘ATA kadeh’ diye tabir edilen rakı kadehlerine yine eski bir İstanbul geleneği olan dantel zarflar geçirmişler. Bunu görünce kendi kendime; ‘İşte sonunda bir rüyam gerçekleşiyor, geleneklere uygun şık bir meyhane arayışı sonunda bitiyor galiba’ dedim.

Eskiden her centilmen, ceketinin cebinde genelde eşleri tarafından örülmüş bir dantel zarf bulundururmuş ve beyler rakı masasına oturduklarında bu danteli ceplerinden çıkarıp bardaklarına alttan geçirirlermiş.

Burada amaç sadece şıklık yaratmak değil. Ayrıca bu dantel kadehi tutan elin ısısıyla rakının ısınmasını engelliyormuş. Böyle şeyler sizi bilmem ama beni çok mutlu ediyor.

Bu geleneği rakı kadehinde yaşatmaya çalışan bir meyhaneden meze kalitesi beklentiniz de hayli yüksek olabiliyor ve hemen baştan söyliyeyim; kesinlikle hayal kırıklığına uğramayacaksınız. Meyhanenin ta Bizans’a kadar uzanan kökeni var. Osmanlı geleneğinde mezeler çeşitlenmiş ve klasik meyhanede olduğu gibi İnciraltı’nda da Ermeni, Rum, Yahudi ve Kürt yemekleri var.

Örneğin; bir Ermeni mezesi olan ve artık Ermeni evlerinde bile yapılmadığı söylenen dalak dolması burada var. Cevizli kırma yeşil zeytin bir şaheserdi. Salça, ceviz ve peynirin mükemmel karışımı olan Muhammara\’nın tadına doyamadım. Mutfaktaki usta Sıdıka Hanım çok mahiretli tabii ki ama meyhanenin bir özelliği da her malzemenin en iyisini ve kalitelisini bulup getirtmek. Sonunda geleneksel tadlar böylesine yakalanabiliyor.

Lezzetli zeytinyağlarını Edremit’teki bir aile işletmesinden alıyorlarmış. Salça gayet tabii ki Hatay’dan, turşu Ankara’dan, tahin Mersin’den, pekmez ise Kilis’ten geliyormuş.(…)

Biz o akşam mezeleri biraz da mümkün olduğunca fazla tadabilmek için çok sayıda aldığımızdan, ana yemeklerde yer alanları tatma imkânımız olmadı.

Doğrusu ben ciğer bohçasını ve şeftali kebabını denemek isterdim. Artık bir dahaki sefere inşallah.

Ara sıcaklardan yediğimiz paçanga böreğinde gecenin tek hatasını hissettik. Her şey güzel olduğu için illa da bir hata bulmaya çalışmak prensip gereğidir. Böreğin içindeki peynirden midir nedir bilemiyorum, paçanga böreğinin tuzu çok fazla geldi bize. Detayda bir şey bu ama eğer tespitimiz doğruysa bunun düzeltilmesini talep ediyoruz. Çünkü mükemmel olsunlar istiyorum.

Turasan ağırlıklı şarapları da var ama adı üstünde meyhane işte ve o mezelere doğrusu rakı yakışıyor. Rakı mönüleri çok zengin. Tabii ki ben son zamanlarda Beylerbeyi rakısına taktım. Çok beğeniyorum, çok lezzetli buluyorum bu rakıyı. Üstelik Beylerbeyi’ndeki bir meyhaneye de güzel gidiyor, güzel karma sağlıyor bu rakı.

Yemek sonrasında tatlı yemedik. Ben hayatımdan şekeri tamamen çıkarmış durumdayım. Gerekli şekeri rakıdan almaya çalışıyorum. Vişne, sakız ve satsuma mandalinası liköründen birer kadeh içtik. Hepsini denedik çünkü meyhanede yapıldıklarını biliyordum, çok lezzetli olacaklarını da… Nitekim yanılmadık.

Çok ucuz diyemesek de harikulade bu ziyafet karşılığında -servis ücreti dahil- 100 YTL ödedik.

Kendilerini yürekten ayakta alkışlıyorum. Mükemmel bir gece yaşattılar bize. Bir dahaki yemeği iple çekiyorum.

bottom of page